NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
51 - (1100) حدثنا
يحيى بن يحيى
وأبو كريب
وابن نمير.
واتفقوا في
اللفظ (قال
يحيى: أخبرنا
أبو معاوية.
وقال ابن
نمير: حدثنا
أبي. وقال أبو
كريب: حدثنا أبو
أسامة) جميعا
عن هشام
ابن عروة، عن
أبيه، عن عاصم
بن عمر، عن
عمر رضي الله
عنه ؛ قال: قال
رسول الله صلى
الله
عليه وسلم:
"إذا
أقبل الليل
وأدبر
النهار،
وغابت الشمس، فقد
أفطر الصائم".
لم يذكر ابن
نمير "فقد".
{51}
Bize Yahya b. Yahya ile Ebû
Kureyb ve İbni Numeyr rivayet ettiler. Hepsinln lâfizları birdir. Yahya: «Bize
Ebû Muâviye haber verdi. dedi, İbni Numeyr: «Bize babam rivayet etti.», Ebû
Kureyb ise «Bize Ebû Usâme rivayet etti.» dediler.
Bu râviler toptan Hişâm
b. Urve'den, o da babasından, o da Âsim b. Ömer'den, o da Ömer (Radiyallahu
anh)'dan naklen rivayette bulundular. Ömer (Radiyallahu anh) şöyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«Gece geldi de gündüz
gitti ve güneş kayboldu mu oruçlu iftar eder.» buyurdular.
İbn-i Numeyr: «Fakat»
kelimesini zikretmedi.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri, Ebû
Dâvud ve Tirmizî «Kitabu's-Savm» da muhtelif râvîlerden tahric etmişlerdir.
«Oruçlu iftar eder.»
cümlesinden murad: İftar vakti giren, demektir.
İbni Huzeyme: «Bu hadîsin
lafzı haber ise de mânâsı emirdir. Yani oruçlu iftar etsin, demektir.»
mütalaasında bulunmuştur. Zira güneşin kavuşmasıyla gece girmiş olur. Gece ise
oruc'a mahal değildir. Yani geceleyin oruç tutulamaz.
Görülüyor ki Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Gece geldi de gündüz
gitti ve güneş kayboldu mu...» buyurmuştur. Nevevi'nin beyânına göre ulemâ-i
kiram bu üç cümlenin birbirini tezammun ettiklerini ve biri diğerinin lâzımı
olduğunu söylemişlerdir.
ResûluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sel!em)'in bunları bir araya getirmesi, ziyâde-i beyan kabilindendir.
Zira oruçlu olan bir kimse vadi gibi dar ve derin bir yerde bulunabilir. Bu
takdirde güneşin battığını göremez, karanlığın çökmesine ve aydınlığın
gitmesine îtimad eder.